SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T TEYEMMÜM

<< 222 >>

-قول الله تعالى: {فلم تجدوا ماء فتيمموا صعيدا طيبا فامسحوا بوجوهكم وأيديكم منه} /المائدة: 6/.

1. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Su bulamazsanız o vakit temiz toprakla teyemmüm edin. Onunla yüzlerinizi ve (dirseklerle birlikte) ellerinizi meshedin.[Mâide 6]

 

حدثنا عبد الله بن يوسف قال: أخبرنا مالك، عن عبد الرحمن بن القاسم، عن أبيه، عن عائشة زوج النبي صلى الله عليه وسلم قالت:

 خرجنا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم في بعض أسفاره، حتى إذا كنا بالبيداء، أو بدأت الجيش، انقطع عقد لي، فأقام رسول الله صلى الله عليه وسلم على التماسه، وأقام الناس معه، وليسوا على ماء، فأتى الناس إلى أبي بكر الصديق، فقالو: ألا ترى ما صنعت عائشة؟ أقامت برسول الله صلى الله عليه وسلم والناس، وليسوا على ماء، وليس معهم ماء، فجاء أبو بكر، ورسول الله صلى الله عليه وسلم واضع رأسه على فخذي قد نام، فقال: حبست رسول الله صلى الله عليه وسلم والناس، وليسوا على ماء، وليس معهم ماء، فقالت عائشة: فعاتبني أبو بكر، وقال ما شاء الله أن يقول، وجعل يطعنني بيده في خاصرتي، فلا يمنعني من التحرك إلا مكان رسول الله صلى الله عليه وسلم على فخذي، فقام رسول الله صلى الله عليه وسلم حين أصبح على غير ماء، فأنزل الله آية التيمم فتيموا، فقال أسيد بن الحضير: ما هي بأول بركتكم يا آل أبي بكر، قال: فبعثنا البعير الذي كنت عليه، فأصبنا العقد تحته.

 

[-334-] Nebi (s.a.v.)'in eşi Aişe (r.anha)'den şöyle nakledilmiştir: "Seferlerinin birinde Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte biz de bulunduk. Beydâ veya Zâtu'l-Ceyş denen yere geldiğimiz zaman, gerdanlığım düştü. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu aramaya koyuldu.. Onunla birlikte sahabe de aramak için yollarından alıkondular. Ordu su bulunan bir yerde konaklamamıştı. Bu yüzden Ebu Bekir'e gelip: 'Şu Âişe'nin ettiğine bak! Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i ve hepimizi susuz bir yerde, üstelik elimizde su olmadığı halde durmaya mecbur etti' dediler. Bunun üzerine Ebu Bekir (r.a.) yanıma geldi. O esnada Allah Resulü (s.a.v.) başını dizime koymuş uyuyordu. Bana: 'Rasulullah'ı ve insanları alıkoydun. Ne konakladıkları yerde su var, ne de yanlarında' diyerek çıkıştı."

 

Aişe (r.anha) olayı anlatmaya şöyle devam etti: "Ebu Bekir beni azarladı ve bana ağzına geleni söyledi. Eliyle böğrüme vurmaya başladı. Ama yerimden kımıldamadım. Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dizimde uyuyordu. Sabahleyin Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyandığı zaman elde hiç su yoktu. Bunun üzerine Allah Teâlâ, teyemmüm âyetini indirdi. Useyd İbn Hudayr da şöyle dedi: Ey Ebu Bekir'in ailesi bu, sizin vesile olduğunuz ilk hayır değildir." Aişe (r.anha) son olarak şunları dedi: "Üzerinde yolculuk yaptığım deveyi kaldırdığımız zaman, gerdanlığı altında bulduk.

 

Tekrar:336, 3672, 3773, 4583, 4607, 4608, 5264, 5250, 5882, 6844, 6845

 

 

AÇIKLAMA:     (Teyemmüm Bölümü) Teyemmüm sözlükte yönelmek anlamına gelir. Dinî terminolojide ise, namaz gibi ibadetleri mubah hale getirme niyetiyle yüzü ve dirseklere kadar elleri meshetmek İçin temiz toprağa yönelmek manasında kul­lanılır.

 

Teyemmümün azimet mi, yoksa ruhsat mı olduğu konusunda âlimler ara­sında farklı görüşler vardır. Bazıları meseleyi ayrıntılı bir şekilde ele alarak, te­yemmümün suyun bulunmadığı yerlerde azimet, bir özrün bulunduğu yerlerde ise ruhsat olduğunu söylemiştir.

 

(Bulamamışsanız) Kanaatimce İmam Buhârî, yukarıdaki hadiste Aişe (r.anha)'-nin "Allah Teâlâ, teyemmüm âyetini indirdi" sözünde hangisi olduğunu açıkla­madığı âyetle, Mâide süresindeki âyetin kasdedildiğini belirtmek istemiştir.

 

(Seferlerinin birinde) İbn Abdilberr "Temhîd" adlı eserinde söz konusu sefe­rin, Benî Mustalık gazvesi olduğunu söylemiştir. "el-İstizkâr" adlı eserinde ise, bunu, kesin bir dille ifade etmiştir. Ondan daha önce İbn Sa'd ile İbn Hibbân bu görüşü dile getirmişlerdir. Aişe (r.anha)'nin başına gelen ifk hadisesi de, bu sefer sıra­sında meydana gelmişti.

 

(Ne konakladıkları yerde su var, ne de yanlarında) Hadisin bu kısmı ile, su bulunmayan yerde konaklamanın ve su bulunmayan güzergahı takip etmenin caiz olduğu sonucuna varılmıştır. Ancak hadisteki ibarenin bu şekilde açıklan­ması tartışmaya açıktır. Çünkü bu olayda Müslümanlar Medine'ye yaklaşmış­lardı. Belki de Nebi s.a.v. konakladığı yerde su olmadı­ğını bilse bile, kervanda suyun olmadığını bilmiyordu. "Yanlarında su yoktu" ifadesinin, abdest için su olmadığı anlamına gelme ihtimali de vardır. Belki de, ihtiyaçları kadar içme suyuna sahiptiler. Ancak hadisten çıkarılan anlamın ilk açıklamasının da doğru olma ihtimali vardır. Zira, yağmur yağabilir veya Nebi s.a.v.'in mübarek parmaklarından su akabilirdi. Nitekim bir çok yerde bu tür mucizeler gerçekleşmişti.

 

Hadisten çıkarılan bir başka sonuca göre ise, lider kimse önemsiz bir mesele dahi olsa Müslümanların haklarını korumaya özen göstermelidir. İbn Battal, bahsi geçen gerdanlığın 12 dirhem olduğunun rivayet edildiğini nakletmiştir. Geride kalanın yetişmesi, cenazeyi defnetmek gibi halkın menfaatine olan hu­suslar için konaklamak da, kaybolan şeyi bulmakla aynı hükme sahiptir. Ayrıca bu hadiste, malın kaybedilmemesi gerektiğine dair bir işaret vardır.

 

(Bu yüzden Ebu Bekir'e gelip) Böyle bir durumda kadın, kocası hazır olsa bile babasına şikayet edilebilir. Gerçi ashâb-i kiram, Nebi s.a.v. uyuduğu için Ebu Bekir'e şikayette bulunmuştur. Zira Hz.Peygamber uyuduğu zaman (vahyin gelme ihtimalinden dolayı) uyandırılmazdı. ifadelerinden bir fiilin, ona neden olan kimseye nispet edi­lebileceği sonucuna varılmıştır.

 

Yine bu hadisten çıkan bir sonuca göre, kişi, eşinin yanında olan kızının ya­nına girebilir. Ancak damadının buna rıza gösterdiğini bilmesi gerekir. Bir de, onların birlikte olmadıklarını kesin olarak bilmesi şarttır.

 

(Eliyle böğrüme vurmaya başladı.) Buna göre baba, yaşı ilerlemiş, evli ve kendisinden ayrı bir evde otursa bile kızını tedip edebilir. Bunun gibi devlet başkanının izni olmasa bile insan, terbiye sorumluluğu kendisinde olan kimselerin terbiyesini verebilir.

 

(Ama yerimden kımıldamadım) Buna göre, kımıldamasını gerektirecek veya yanında uyuyan kimseyi rahatsız etmesine neden olacak şekilde rahatsız edilen kimsenin, kendisine reva görülene sabretmesi müstehaptır. Bunun gibi namaz kılan, Kur'an okuyan, ilim öğrenen veya zikreden kimsenin de, bu tür rahatsız­lıklara sabretmesi müstehaptır.

 

(Rasülullah uyandığı zaman su yoktu) Nebi s.a.v. için teheccüd namazının farziyeti sabit olduğu halde, bu ifade sefer sırasında teheccüd namazını terk etmesi için ona ruhsat verildiğine dair delil olarak kulla­nılmıştır. Bir başka sonuca göre ise, namaz vakti girmeden abdest için su ara­mak farz değildir. Ayrıca bu hadis, abdestin, abdest âyetinden önce farz oldu­ğuna delil olarak kullanılmıştır. Çünkü ashâb-ı kiram, su bulunmayan bir yerde konaklamayı çok büyük bir olay olarak görmüştür. Yine bu yüzden Ebu Bekir, Aişe (r.anha)'ye karşı söz konusu tavrı sergilemiştir. Bu konuda İbn Abdilberr şöyle demiştir: "Bütün meğâzî yazarlarına göre, namazın farz kılındığı ilk günden beri Hz.Peygamber namazını hep abdestle kılmıştır. Bu gerçeği ancak   cahil kimselerle bile bile küfürde inat eden kimseler inkar eder. Hadiste geçen "teyemmüm âyeti" ifadesi, ashâb-ı kiramın öğrendiği yeni bilginin abdestin hükmü değil de, teyemmümün hükmü olduğunu gösterir. Abdest ile daha önceden amel edilmesine rağmen söz konusu âyetin nazil olmasındaki hikmet, abdestin farzının Kur'an'da okunan bir âyete bağlı olmasına dayanır." Bir başkası da şöyle demiştir: "Muhtemelen âyetin abdestle ilgili kısmı daha önce nazil ol­muştur. İnsanlar o zaman abdestî ve hükmünü öğrenmişlerdir. Daha sonra da ayetin bu kıssaya konu olan teyemmüm meselesini içeren geri kalan kısmı in­miştir.

 

(Useyd İbn Hudayr) Ensarın ileri gelenlerinden biridir.

 

(Bu, sizin vesile olduğunuz ilk hayır değildir) Daha önce de Hz. Ebu Bekir'in ailesi bir çok iyiliğe sebep olmuştu. Ebu Bekir'in ailesinden maksat, kendisi, ha­nımı ve kendisine bağlı olan akrabalarıdır Bu hadis, Hz. Âİşe ile babasının fazi­letine ve bir çok güzelliğe ve iyiliğe sebep olmalarına işaret etmektedir. Nitekim Amr İbn Haris rivayetinde şöyle geçmektedir: "Hak Teâlâ sizde, insanlar için bir çok bereket ihsan etmiştir." İbn Ebî Müleyke kanalıyla Aişe (r.anha)'den gelen ve İshâk el-Büstî'nin tefsirinde yer alan bîr rivayete göre Nebi s.a.v. ona şöyle demiştir: "Gerdanlığın ne kadar da bereketliymiş.

 

Bu hadisten yukarıda işaret ettiğimiz sonuçlara ilaveten başka hükümler de çıkarılmıştır. Mesela kadınlarla birlikte yolculuğa çıkmak caizdir. Kadınlar, koca­larına güzel görünmek için ziynet eşyası kullanabilir. Ödünç alınan bir eşya ile, sahibinin izni olması durumunda yolculuk edilebilir.