-قول
الله تعالى:
{فلم تجدوا
ماء فتيمموا
صعيدا طيبا
فامسحوا
بوجوهكم
وأيديكم منه}
/المائدة: 6/.
1. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Su bulamazsanız o vakit
temiz toprakla teyemmüm edin. Onunla yüzlerinizi ve (dirseklerle birlikte)
ellerinizi meshedin.[Mâide 6]
حدثنا
عبد الله بن
يوسف قال:
أخبرنا مالك،
عن عبد الرحمن
بن القاسم، عن
أبيه، عن
عائشة زوج النبي
صلى الله عليه
وسلم قالت:
خرجنا
مع رسول الله
صلى الله عليه
وسلم في بعض
أسفاره، حتى
إذا كنا بالبيداء،
أو بدأت
الجيش، انقطع
عقد لي، فأقام
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم على
التماسه، وأقام
الناس معه،
وليسوا على
ماء، فأتى
الناس إلى أبي
بكر الصديق،
فقالو: ألا
ترى ما صنعت عائشة؟
أقامت برسول
الله صلى الله
عليه وسلم والناس،
وليسوا على
ماء، وليس
معهم ماء، فجاء
أبو بكر،
ورسول الله
صلى الله عليه
وسلم واضع
رأسه على فخذي
قد نام، فقال:
حبست رسول الله
صلى الله عليه
وسلم والناس،
وليسوا على ماء،
وليس معهم
ماء، فقالت
عائشة:
فعاتبني أبو بكر،
وقال ما شاء
الله أن يقول،
وجعل يطعنني
بيده في
خاصرتي، فلا
يمنعني من
التحرك إلا
مكان رسول
الله صلى الله
عليه وسلم على
فخذي، فقام
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم حين أصبح
على غير ماء،
فأنزل الله
آية التيمم
فتيموا، فقال
أسيد بن
الحضير: ما هي
بأول بركتكم
يا آل أبي
بكر، قال:
فبعثنا
البعير الذي
كنت عليه، فأصبنا
العقد تحته.
[-334-] Nebi (s.a.v.)'in eşi Aişe (r.anha)'den şöyle nakledilmiştir:
"Seferlerinin birinde Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte biz de bulunduk. Beydâ veya Zâtu'l-Ceyş denen yere geldiğimiz zaman,
gerdanlığım düştü. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu aramaya koyuldu..
Onunla birlikte sahabe de aramak için yollarından alıkondular. Ordu su bulunan
bir yerde konaklamamıştı. Bu yüzden Ebu Bekir'e gelip: 'Şu Âişe'nin ettiğine
bak! Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i ve hepimizi susuz bir yerde, üstelik
elimizde su olmadığı halde durmaya mecbur etti' dediler. Bunun üzerine Ebu
Bekir (r.a.) yanıma geldi. O esnada Allah Resulü (s.a.v.) başını dizime koymuş
uyuyordu. Bana: 'Rasulullah'ı ve insanları alıkoydun. Ne konakladıkları yerde
su var, ne de yanlarında' diyerek çıkıştı."
Aişe (r.anha) olayı anlatmaya şöyle devam etti: "Ebu Bekir
beni azarladı ve bana ağzına geleni söyledi. Eliyle böğrüme vurmaya başladı.
Ama yerimden kımıldamadım. Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dizimde
uyuyordu. Sabahleyin Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyandığı zaman
elde hiç su yoktu. Bunun üzerine Allah Teâlâ, teyemmüm âyetini indirdi. Useyd
İbn Hudayr da şöyle dedi: Ey Ebu Bekir'in ailesi bu, sizin vesile olduğunuz ilk
hayır değildir." Aişe (r.anha) son olarak şunları dedi: "Üzerinde
yolculuk yaptığım deveyi kaldırdığımız zaman, gerdanlığı altında bulduk.
Tekrar:336, 3672, 3773, 4583, 4607, 4608, 5264, 5250, 5882, 6844,
6845
AÇIKLAMA: (Teyemmüm Bölümü) Teyemmüm sözlükte yönelmek
anlamına gelir. Dinî terminolojide ise, namaz gibi ibadetleri mubah hale
getirme niyetiyle yüzü ve dirseklere kadar elleri meshetmek İçin temiz toprağa
yönelmek manasında kullanılır.
Teyemmümün azimet mi, yoksa ruhsat mı olduğu konusunda âlimler
arasında farklı görüşler vardır. Bazıları meseleyi ayrıntılı bir şekilde ele
alarak, teyemmümün suyun bulunmadığı yerlerde azimet, bir özrün bulunduğu
yerlerde ise ruhsat olduğunu söylemiştir.
(Bulamamışsanız) Kanaatimce İmam Buhârî, yukarıdaki hadiste Aişe
(r.anha)'-nin "Allah Teâlâ, teyemmüm âyetini indirdi" sözünde hangisi
olduğunu açıklamadığı âyetle, Mâide süresindeki âyetin kasdedildiğini
belirtmek istemiştir.
(Seferlerinin birinde) İbn Abdilberr "Temhîd" adlı
eserinde söz konusu seferin, Benî Mustalık gazvesi olduğunu söylemiştir.
"el-İstizkâr" adlı eserinde ise, bunu, kesin bir dille ifade
etmiştir. Ondan daha önce İbn Sa'd ile İbn Hibbân bu görüşü dile
getirmişlerdir. Aişe (r.anha)'nin başına gelen ifk hadisesi de, bu sefer sırasında
meydana gelmişti.
(Ne konakladıkları yerde su var, ne de yanlarında) Hadisin bu
kısmı ile, su bulunmayan yerde konaklamanın ve su bulunmayan güzergahı takip
etmenin caiz olduğu sonucuna varılmıştır. Ancak hadisteki ibarenin bu şekilde
açıklanması tartışmaya açıktır. Çünkü bu olayda Müslümanlar Medine'ye
yaklaşmışlardı. Belki de Nebi s.a.v. konakladığı yerde su olmadığını bilse
bile, kervanda suyun olmadığını bilmiyordu. "Yanlarında su yoktu"
ifadesinin, abdest için su olmadığı anlamına gelme ihtimali de vardır. Belki
de, ihtiyaçları kadar içme suyuna sahiptiler. Ancak hadisten çıkarılan anlamın
ilk açıklamasının da doğru olma ihtimali vardır. Zira, yağmur yağabilir veya
Nebi s.a.v.'in mübarek parmaklarından su akabilirdi. Nitekim bir çok yerde bu
tür mucizeler gerçekleşmişti.
Hadisten çıkarılan bir başka sonuca göre ise, lider kimse
önemsiz bir mesele dahi olsa Müslümanların haklarını korumaya özen
göstermelidir. İbn Battal, bahsi geçen gerdanlığın 12 dirhem olduğunun rivayet
edildiğini nakletmiştir. Geride kalanın yetişmesi, cenazeyi defnetmek gibi
halkın menfaatine olan hususlar için konaklamak da, kaybolan şeyi bulmakla
aynı hükme sahiptir. Ayrıca bu hadiste, malın kaybedilmemesi gerektiğine dair
bir işaret vardır.
(Bu yüzden Ebu Bekir'e gelip) Böyle bir durumda kadın, kocası
hazır olsa bile babasına şikayet edilebilir. Gerçi ashâb-i kiram, Nebi s.a.v.
uyuduğu için Ebu Bekir'e şikayette bulunmuştur. Zira Hz.Peygamber uyuduğu zaman
(vahyin gelme ihtimalinden dolayı) uyandırılmazdı. ifadelerinden bir fiilin,
ona neden olan kimseye nispet edilebileceği sonucuna varılmıştır.
Yine bu hadisten çıkan bir sonuca göre, kişi, eşinin yanında
olan kızının yanına girebilir. Ancak damadının buna rıza gösterdiğini bilmesi
gerekir. Bir de, onların birlikte olmadıklarını kesin olarak bilmesi şarttır.
(Eliyle böğrüme vurmaya başladı.) Buna göre baba, yaşı
ilerlemiş, evli ve kendisinden ayrı bir evde otursa bile kızını tedip edebilir.
Bunun gibi devlet başkanının izni olmasa bile insan, terbiye sorumluluğu
kendisinde olan kimselerin terbiyesini verebilir.
(Ama yerimden kımıldamadım) Buna göre, kımıldamasını
gerektirecek veya yanında uyuyan kimseyi rahatsız etmesine neden olacak şekilde
rahatsız edilen kimsenin, kendisine reva görülene sabretmesi müstehaptır. Bunun
gibi namaz kılan, Kur'an okuyan, ilim öğrenen veya zikreden kimsenin de, bu tür
rahatsızlıklara sabretmesi müstehaptır.
(Rasülullah uyandığı zaman su yoktu) Nebi s.a.v. için teheccüd
namazının farziyeti sabit olduğu halde, bu ifade sefer sırasında teheccüd
namazını terk etmesi için ona ruhsat verildiğine dair delil olarak kullanılmıştır.
Bir başka sonuca göre ise, namaz vakti girmeden abdest için su aramak farz
değildir. Ayrıca bu hadis, abdestin, abdest âyetinden önce farz olduğuna delil
olarak kullanılmıştır. Çünkü ashâb-ı kiram, su bulunmayan bir yerde konaklamayı
çok büyük bir olay olarak görmüştür. Yine bu yüzden Ebu Bekir, Aişe (r.anha)'ye
karşı söz konusu tavrı sergilemiştir. Bu konuda İbn Abdilberr şöyle demiştir:
"Bütün meğâzî yazarlarına göre, namazın farz kılındığı ilk günden beri
Hz.Peygamber namazını hep abdestle kılmıştır. Bu gerçeği ancak cahil kimselerle bile bile küfürde inat eden
kimseler inkar eder. Hadiste geçen "teyemmüm âyeti" ifadesi, ashâb-ı
kiramın öğrendiği yeni bilginin abdestin hükmü değil de, teyemmümün hükmü
olduğunu gösterir. Abdest ile daha önceden amel edilmesine rağmen söz konusu
âyetin nazil olmasındaki hikmet, abdestin farzının Kur'an'da okunan bir âyete
bağlı olmasına dayanır." Bir başkası da şöyle demiştir: "Muhtemelen
âyetin abdestle ilgili kısmı daha önce nazil olmuştur. İnsanlar o zaman
abdestî ve hükmünü öğrenmişlerdir. Daha sonra da ayetin bu kıssaya konu olan
teyemmüm meselesini içeren geri kalan kısmı inmiştir.
(Useyd İbn Hudayr) Ensarın ileri gelenlerinden biridir.
(Bu, sizin vesile olduğunuz ilk hayır değildir) Daha önce de Hz.
Ebu Bekir'in ailesi bir çok iyiliğe sebep olmuştu. Ebu Bekir'in ailesinden
maksat, kendisi, hanımı ve kendisine bağlı olan akrabalarıdır Bu hadis, Hz.
Âİşe ile babasının faziletine ve bir çok güzelliğe ve iyiliğe sebep olmalarına
işaret etmektedir. Nitekim Amr İbn Haris rivayetinde şöyle geçmektedir:
"Hak Teâlâ sizde, insanlar için bir çok bereket ihsan etmiştir." İbn
Ebî Müleyke kanalıyla Aişe (r.anha)'den gelen ve İshâk el-Büstî'nin tefsirinde
yer alan bîr rivayete göre Nebi s.a.v. ona şöyle demiştir: "Gerdanlığın ne
kadar da bereketliymiş.
Bu hadisten yukarıda işaret ettiğimiz sonuçlara ilaveten başka
hükümler de çıkarılmıştır. Mesela kadınlarla birlikte yolculuğa çıkmak caizdir.
Kadınlar, kocalarına güzel görünmek için ziynet eşyası kullanabilir. Ödünç
alınan bir eşya ile, sahibinin izni olması durumunda yolculuk edilebilir.